31 Temmuz 2011 Pazar

Güzel bi buluşma..

Güzel bi buluşma.. 2002'de liseye beraber başlayıp, o ilk gençlik yılları heyecanlarını birlikte paylaşmış insanlar seneler sonra bir arada.. Bir masa etrafında.. Kahkahalar bu kez çiçeği burnunda öğretmenlerin oturduğu bir masadan yükseliyor.. Eskiden öğretmenler odasında neler konuşulduğunu merak edenler şu anda bir nevi o odanın içindeler.. Gündemi oluşturanlar atamalar, yeni başlanan işler, henüz iş arayanlar, yüksek lisansa devam edenler ve her zamanki gibi son dedikodular..

Hayata tutunmaya çalıştıkça, elimize batan dikenler.. Sesimizi çıkarmaya çalıştıkça, hastanelerdeki sus işareti yapan hemşireleri örnek almış binlerce insan.. Adım attığımız her alanda bir engel.. Onu yapamazsın. Bunu yapamazsın. Deneyimsizsin, işe alınamazsın. Stajyersin, adam yerine konmazsın. Fakülteyi bitirirsin ama ünvanına layık olamazsın kpss'yi geçmeden. Atanamazsın. İstediğin yerde çalışamazsın. Yeni bir işe kalkışsan, sen zaten ne anlarsın. Hangi toplumda bu kadar engel konulur yeni adım atmak isteyen gençlere.. Bu kadar 'hoş' bir ortamda kalmak istemeyen, yurtdışı seçeneklerini değerlendirenleri sonuna kadar destekliyorum. Kalıyorlar da ne oluyor? Hep hüsran.

Bu karamsarlıklar kafamızda bir kenarda dururken, bir arada oluşumuzun da getirdiği mutluluk. Paylaşıldıkça değerlenen anlar. Soru işaretlerini bir kenara bırakıp, yaz sıcağında doğanın içinde bir kafede içilen buz gibi limonatalar, tadının sonuna kadar çıkarıldığı güzel sohbetler, buluşmanın fotoğraf kareleriyle ölümsüzleştirildiği anlar..Keyifli bir cumartesi günü :)

27 Temmuz 2011 Çarşamba

Çok olmuş gelip içimdekileri kelimelere dökmeyeli..

Bir masalın içine düşmüşüm gibi sanki. Sesimi hiç çıkarmak istemedim buna. Sürüklenip gittim olayların içinde.

Mutlu bir masal aylardır içinde bulunduğum. Tadını doyasıya çıkardığım. 

Bir sabah uyanıp, takside Ankara tren garına gittiğimizi öğrendiğim, 
o sürpriz treni kaçırdığımızdan parklarda sabahın köründe el ele mutlu mesut dolandığım, 
Tunalı'da yeni mekanlar keşfettiğim, 
sevdiğimiz muffinleri yapmaya çalışıp kömür muffinler yaptığım, 
sesinin tınısındaki keyifsizliği farkedebildiğim bir iki şebeklikle sıkıntıları unutturduğum,
arkadaş kitabevinin puflarına oturup kucağımdaki kokoloji kitabından sorular yağdırdığım, 
birlikte Bahçeli sokaklarında ev baktığım, 
maketlerine yardım edeceğim diye işe başlayıp 10 dakika içinde uyuduğum, 
siparişlerimiz gelince hep onun seçtiği yemeğin daha güzel olmasından yakındığım, 
ders çalışacağız diye kapandığımız evin koridorlarında top koşturduğum, 
yanında ağlayıp zırlayabildiğim, çocukça mızıkçılık yapabildiğim,
saatlerce telefonda konuşabildiğim,
yanyana olamadığımızda deli gibi özlediğim..

Ben böyle bir masalın içinde devam ederken hayatıma, bir Sertab şarkısı dilimde gene. O zor günler eskidendi, geçti. O zaman aşık olduğum rüzgarlar esti,esti, geçti. Aşk seni bulabilir de, uzakta durabilir de. Bu sefer yanı başımda duran Aşk'a sevgiler...